Kongre Sonuç Bildirgesi

Yeni Medya Çalışmaları VII. Ulusal Kongre
Genel Değerlendirme ve Sonuç Bildirgesi

 

Alternatif Bilişim Derneği tarafından 7’ncisi düzenlenen kongremiz “Tekno-feodal Çağda Yeni Medyada Yeni Olan Ne?” sorusu ile çağrıya çıktı. Kongremizde 28 bildiri sunuldu. Katılımcılar 8 oturumda, çağrı metnine koşut kuramsal ve saha çalışmalarını sundular. İki günün sonunda dikkat çeken başlıkları ve tartışmaları şöyle sıralayabiliriz:

Dijital teknolojilerin yaygınlaşmasıyla birlikte platformları ve platform ekonomisini odağa alan kapitalizmin bir üretim tarzı olarak sürekliliğini görmek gerekir. Günümüzde dijital kültürü şekillendiren platform ekonomisi ve platform sahipliği, kapitalizm içerisinde ne gibi çelişkiler ortaya çıkarmaktadır? Platform kapitalizmi, bilişsel kapitalizm, gözetim kapitalizmi gibi farklı şekillerde adlandırılsa da, karşı karşıya olduğumuz kapitalizmin mantığı değişmiyor, sadece boyut ve derinliği değişiyor. Değişen bu boyut ve derinlikle birlikte, kapitalizmin kar amacıyla kullandığı doğal kaynaklara, bizatihi üreticiler, tüketiciler ve giderek daha da güvencesiz hale gelen çalışanların dijital ortamda bıraktığı ayak izlerinden topladığı veriler de eklenmeye başlıyor. Bu koşullar altında kullanıcı veya tüketicinin demokratik katılımına izin veriliyor gibi görünse de, veri mülkiyeti üzerinden mülkiyet ve tahakküm ilişkileri yeniden şekilleniyor. Burada ortaya çıkan veri sömürgeciliği klasik feodalizmin lord-serf ilişkisini verileştirme üzerinden inşa ediyor. Dikkat çeken bir diğer husus da Türkiye’de özellikle ekonomi politik tartışmalar ve yaklaşım doğrultusunda akademik düzeyde yapılacak çalışmalar için veriye ulaşmanın halen zor olması.

Kullanıcı, geleneksel medya ortamlarından farklı olarak dijital medya ve platformlarda hiç bugünkü kadar üretimin içinde olmadı. Ancak gelinen nokta itibariyle, katılım kültürü bir illüzyona dönüşmekte. Sosyal medyanın katılımcı kültürü teşvik eden pratiklerinden algoritmaların yol açtığı öneri odaklı denetleme sistemine geçiş yaşandı. Sosyal medya ortamlarında etkileşim de stratejik bir iletişim pratiğine dönüştü. Katılımcı kültür sürekli görünmez dijital emek üretimine dönüşmüş durumda. Bu aşamada bunu gözlemlemek adına, kongredeki çalışmalarda da gördüğümüz üzere, araştırma pratikleri bağlamında yeni tekniklerle sahada yapılan uygulamalarla kullanıcıların mikro eylemlerinin araştırılması önem taşıyor. Bu bağlamda ilginç sonuçlar ortaya çıkabiliyor; örneğin gözetim kapitalizminin farkında olmayan ve mikro hedeflemeye yönelik heyecan ya da ilgi duyan bireylerin varlığı gibi. Duygusal emek ve bakım emeği gibi ağır ve katmanlı süreçler de dijitalleşme ile birlikte dönüşmekte ve toplumsal cinsiyet eşitliğine dair sorgulamaların yeniden yapılmasını gerektirmekte. Her durumda mikro pratikler ve gündelik yaşam eylemleri önemli çünkü direnç mekanizmaları da yine bu eylem ve pratiklerde ortaya çıkmakta.

Dünyanın her yerinde gerek siyasal gerekse ekonomik olarak demokrasi kültürünün erozyonunda, iletişim hakkını daha güçlü savunmak gerekli. Erişim hakkının savunulması, erişim engellerinin kaldırılması için mücadele etmek,  veri adaletini teşvik etmek, platform sahiplerinin ve yerelde hükümetin/devletin e-devlet, e-nabız gibi yönetişime dahil ettiği altyapılarda şeffaflık ve hesap verilebilirliği talep etmek, açık kaynak yazılımların teşvik edilmesi, veri kooperatifleri gibi sivil toplum yapıları kurmak gibi alternatif müdahil olma pratiklerini bulmak ve düşünmek gerekli. Kolektif ve ulusötesi örgütlenmeleri ve dijital kaynakların adil kullanımını zorlamak da üzerine düşünmemiz gereken önemli bir konu.

Dijital kültürde dijital kamusal alanın hegemonik mücadele alanı olarak algoritmik kürasyonu yönetişim pratiklerine dahil ettiğini Türkiye örneğinde tartıştık. Kriz anlarında sistematik olarak hesapların sessize alınması, retweet ederek söylemsel sorumluluğu devretme gibi yönetişime yönelik taktiklerin kullanıldığını görüyoruz. Platform altyapılarını artık yönetişim rejimine dahil olmasında bir diğer dikkat edilmesi gereken örüntü ise psikopolitikanın da işe koşulması. Psikopolitika platform kapitalizminde duygu ekonomisinin zeminini oluşturan ruhsal ve estetik yönü iken, veri sömürgeciliği maddi alt yapısını oluşturuyor. Bu bağlamda günümüz toplumlarında gündelik yaşamda bireyin öznelliğinin gerçekleşmesi için platform ekonomisi ve altyapılarının davetkarlığı ve sunduklarını düşünmek lazım. Platformlar ve şimdi de Yapay Zeka (YZ) bireylere, deneyimledikleri panik ve müphemlik ile hızlanma ve performans baskısı altında anlık mutluluk arayışının inşa edilmesinde olanaklar sunuyor. Psikolojik okuryazarlığın, algoritmik okuryazarlığın yoksunluğu platformlarda duygulanım aidiyetlerinin oluşmasına ve çevrimiçinden çevrimdışına taşınan insan olmanın değerlerinin ve deneyimin insani yönlerinin aşındırılmasına yol açmakta. Bu anlık mutluluk ve arzuların karşılanmasının kültürel, toplumsal ve psikolojik yansımalarını daha yoğun olarak düşünmek ve odaklanmak gerekli. Platform kapitalizmi ve ağ teknolojilerinin mevcudiyetinin dikkat ve paylaşım ekonomisi üzerine kurulu olduğunu burada tekrar anımsatalım. Ancak bu yapıda teslimiyetçi bir bakışın çözüm yolu üretmediğini, dijital ve algoritmik okuryazarlığın toplumun her seviyesine yaygınlaştırılmasını bir sorumluluk bilmek gerekli. Yanlış bilgi, dezenformasyon vb. konuların gündelik yaşam içerisindeki medya pratikleri bağlamında ele alınması ve bu anlamda gündelik eylemlere odaklanmak göz ardı edilmemeli. Saha çalışmasından veriyle elde edilen sonuçlarda toplumsal yaşam içerisindeki tüm grup ve toplulukların -özellikle hassas grupların (çocuklar, göçmenler)- dahil edilmesine dikkat çekilmeli. Bu kapsamda dijital çağda yurttaşlığın halen önemli bir bileşeni dijital medya eğitimi ve eleştirel pedagoji. Bu anlamda dijital etik de önemli bir çalışma alanı. Kongrede vurgulanan uygulamalı dijital etik dersleri ve etiğin sosyal bilimler başta olmak üzere ilgili tüm müfredatlara entegrasyonu önemli.

Son olarak akademik bilgi üretiminin bilişsel kapitalizmin dayattığı hız ve bireysel performans rejiminde kolektifliğin ve eleştirel düşünmenin de önemini vurgulayalım. Alternatif Bilişim Derneği olarak iki yılda bir düzenlediğimiz kongrede birlikte tartışma kültürüne ve bilginin toplumsal sorunlara temasına, sivil toplumunun kamusal alanda rolünü güçlendirmesine önem veriyoruz. Hız toplumunda eleştirel düşünmeyi odağa alan Kongremiz, akademide yavaşlamayı ve bireysel performansın aşkınlaştırılmasına karşı kolektiflik vurgusunu, yurttaşlık haklarına ve iletişim hakkına sahip çıkmanın gereğini öne çıkarıyor. Kongrede geleceğe dönük endişenin dikkat çekici bir çıktı olarak görünmesiyle birlikte her düzeyde genç araştırmacının nitelikli katılımı umut vericiydi.

Bu çerçevede Düzenleme Kurulu üyelerine ve Bilim Kurulunun tüm üyelerine kolektif gönüllü emekleri için teşekkür ederiz. Ayrıca, oturum aralarında kullanılan müziği hazırlayarak kongre atmosferine değer katan Anıl Berk Zamandar’a desteği için teşekkür ederiz. Kongremiz katılımcıların değerli bildirileriyle gerçekleşti. Son teşekkürümüz de katılımcılarımıza… Yeni Medya Çalışmaları 8. Ulusal Kongre’de tekrar bir araya gelmek dileğiyle.

14.11.2025
Alternatif Bilişim Derneği