Yeni Medya Çalışmaları VII. Kongre Katılım Çağrısı
YENİ MEDYA ÇALIŞMALARI VII. ULUSAL KONGRE
“Tekno-feodal Çağda Yeni Medyada Yeni Olan Ne?”
Günümüzde gerek platform ekonomisinin gerekse medyanın körüklediği tekno-determinist bir söylem, platformların yaşamın içindeki yerini olmazsa olmaz bir konuma sabitlemeye çalışıyor. Algoritmik kürasyon, yapay zeka ve üretken yapay zeka odaklı tartışmalar aslında bu sabitlemenin arkasındaki sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasal bağlamların ele alınmasını ıskalıyor.
Bununla birlikte, tüm bu bağlamlar, günümüz yeni medya ekosisteminde yeni olanın ne olduğunu sorgulamamızı da gerektiriyor. Kamu sektörlerinin ve kamusal iletişimin önemli ölçüde büyük teknoloji şirketlerine bağımlı hale geldiği bir ortamda, bu şirketler yeni medyanın da önemli aktörleri olarak hareket etmekte ve yeni medya ekosistemindeki mevcut hegemonik konumlarını ustalıkla kullanan bireysel eşik bekçileri gibi davranmaktadır. Bu özel (kamusal olmayan)/ ticari teknoloji şirketlerinin ürünlerinin neredeyse küresel kullanımı ve de yeni medyanın teknik mimarisi üzerindeki etkileri göz önüne alındığında, bu platform ekosisteminin yönetişiminden kimin sorumlu olduğu ve internetin kamusal bir tartışma alanına olanak verip vermediği de gündeme gelmektedir. Bu kapsamda aşağıdaki sorular tartışılmayı hak etmektedir:
Anaakım sosyal medya şirketlerinin seçim dönemlerinde veya belirli politik gündemlerde, topluluk kurallarını ihlal ettiği gerekçesiyle bazı hesapları/içerikleri kaldırma ve bu kullanıcıları platformdan men etme pratikleri, kullanıcılar için daha güvenli bir ekosistem sunmanın yanında, bu platform sahiplerinin kendi hegemonik konumlarını pekiştirme amaçlı bir strateji olarak da okunabilir mi? Bu bağlamda, yeni medya ilk ortaya çıktığı dönemde, daha fazla alternatif medya işlevine sahipken, yıllar içerisinde dönüşen ekonomi politiği nedeniyle anaakımlaşmakta mıdır?
Veri dışsallığı kavramının ifade ettiği gibi kullanıcılar sadece kendi bilgilerini değil ilişkide ve iletişimde oldukları insan ve grupların verilerini de platformlara teslim etmektedir. Bu da göstermektedir ki, kitlesel bir etki potansiyeline sahip dijital ortamda yapılan bireysel eylemler bile kamusal sorumluluk içermektedir. Sosyal medya, haber portalları, abonelik tabanlı yapılar, dijital reklamcılık vb gibi mesleki alanların, tüm iletişim ekosisteminde yarattığı riskleri öncelikle doğru tanımlamak ardından da geliştirilebilecek çözümlere odaklanmak gerekmektedir.
Yapay zekâ kullanımına dair bilgi setinin medya üreticilerinde temel düzeyde kalmasına, yapay zekânın kullanıldığı üretim süreçlerinde kamusal sorumluluğun riske girmesine, yaygınlaştırma araçlarında dezenformasyon ve kutuplaştırıcı söylemlerin tetikleyici rol oynamasına yönelik farkındalık ve eylemler halen sınırlı kalmaktadır. Mesleki değer ve kuralların, yapay zekânın sorunlu ve denetimsiz seyrinde erozyona uğratılmaması için hangi önlemler alınmalıdır?
Yapay zekanın medya ve yeni medya endüstrisinde yaratacağı iş gücü kırılmaları hangi eşitsizlikleri doğurmaktadır?
Haber ve içerik üretiminde yapay zekânın kutuplaştırıcı söylemleri tetikleyici potansiyeli ile nasıl baş edilmelidir?
Yeni medya ekosistemlerinde platformlaşma ve platform kapitalizminin tekelleşmesi, kapitalizmin görünür yüzü olarak tartışageldiğimiz olgular. Kültürel ifadelerin çeşitliliğinden platform kapitalizminin temellendiği algoritmik kürasyon nedeniyle bahsetmenin giderek zor olduğunu, kültürel içeriklerin üretim ve tüketiminde tektipleşmeyi ve pazarın beğenisine göre standartlaşmayı görüyoruz. Platform kapitalizminin veri sömürgeciliği üzerinden büyümesi tartışmasına, içinde yaşadığımız kapitolsen dönemde, küresel iklim krizinde yeni medya ekosisteminin materyal boyuttaki rolünün de dahil edilmesi; platformların maddi boyutlarının da görülmesi gereklidir. Dolayısıyla platformlar küresel iklim krizinde, suyu, havayı, madenleri ve toprağı da sömürürler. Bu nedenle yeni medya ekosistemlerinde sömürünün tüm boyutlarının araştırma gündemine eklenmesi, Türkiye gibi iklim krizinde daha kırılgan konumda bulunan bir ülke için gereklidir.
Dijital kültür çağında bilginin doğası ve kaynağı da değişmektedir. Dijital ortamda bilginin çoğullaşması ve sürekli değişimi, bilginin doğası ve kaynağı hakkındaki geleneksel anlayışların sorgulanmasına yol açmaktadır. Kullanıcılar tarafından üretilen içerik, algoritmaların etkisi ve bilgi kirliliği gibi faktörler, bilginin güvenilirliği ve nesnelliği konusunda yeni tartışmalara yol açıyor. Dijital teknolojiler bilgiye erişimi demokratikleştirme potansiyeline sahipken, aynı zamanda yeni güç yapıları ve eşitsizlikleri beslemektedir. Bilgiye kimlerin, nasıl eriştiği ve bu bilginin nasıl kullanıldığı önemli bir araştırma konusu haline gelmiştir. Yeni medya ekosisteminde bireylerin kendilerini ifade etme ve yeni kimlikler oluşturma biçimleri değişmektedir. Sanal gerçeklik, artırılmış gerçeklik, hologram ve avatar gibi teknolojiler, varoluşun sınırlarını bulanıklaştırmaktadır ve kimlik kavramını yeniden tartışmaya açmaktadır. Üstelik bu teknolojiler, toplumsal gerçekliğin inşasında giderek daha önemli bir rol oynamaktadır. Bu nedenle disiplinlerarası ve ötesi kesişimsellik bakış açısına sahip araştırmaya ihtiyaç vardır. Tüm bu sorunlar medya, iletişim, felsefe, sosyoloji, psikoloji, hukuk, bilgisayar bilimleri, mimarlık gibi farklı disiplinlerin kesişiminde sorgulanmayı gerekli kılıyor. Bu nedenle, epistemoloji ve ontolojiyi dijital bağlamda çalışırken disiplinlerarası bir yaklaşım benimsemek gerekiyor. Bu ekosistemde etik meselesini de anlamak böyle bir kavrayışı gerekli kılmaktadır. Dijital dünyada karşılaşılan etik sorunlara çözüm bulmak için, mevcut etik çerçeveleri yeniden değerlendirilmeli ve yeni etik ilkeler geliştirmek gereklidir. Bu ilkeler, insan hakları, özerklik, adalet, sorumluluk, şeffaflık gibi temel değerlere dayanmalı ve dijital teknolojilerin etik bir şekilde tasarlanması, geliştirilmesi ve kullanımını teknoloji politikası olarak yaygınlaştırılmalıdır. Dijital kültürün karmaşıklığını anlamak için hem nitel hem de nicel araştırma yöntemlerini kullanmak giderek önemli hale gelmiştir. Yeni medya araştırmalarında metodoloji, eleştirel düşünme ve yaratıcılığı teşvik etmeli; araştırmacılar, dijital teknolojilerin sunduğu fırsatları ve zorlukları eleştirel bir şekilde değerlendirmeli, karma yöntemleri kullanabilmelidirler. Ancak dijital verilerin kullanımı araştırma etiğinin önemini ve gerekliliğin altını daha da çizmektedir.
Yeni medya çalışmalarında okuryazarlığın değişimi de araştırma gündemimizde yer alması gereken konulardan. Medya okuryazarlığının, dijital, veri ve en son üretken yapay zeka okuryazarlığı olarak yeniden tartışıldığını görüyoruz. Okuryazarlığı araç ve ortam bazlı düşünmek yerine, eleştirel pedagojiden beslenerek, insanın okuma yazma anlama ifade etme ve düşünme yetenekleri becerileri nasıl değişiyor sorusuna odaklanmak gerekir. Bu sorunun yanı sıra;
Eleştirel muhakeme için araçsal olanakların değişmesine değil, neoliberalizmin hakim olduğu dünyamızda pazar ekonomisinin ve popülizmin her türlüsünün dayattığı banal değerler ve yüzeysel bilgi birikiminin ötesine nasıl geçebiliriz sorusunu bu kapsamda gündeme getirmeliyiz. Medya ve yeni medya ekosistemleri ile aşırı enformasyon yüklenmesi ile kuşatıldık.
- Bu kuşatılmadan değerli ve nitelikli olana nasıl ulaşılır, nasıl bulunur?
- Enformasyon akışı karşısında nasıl durup düşünür ve düşünme irademize nasıl sahip çıkmalıyız?
- Epizodik algıya karşı deneyimin önemini toplumsal ve bireysel olarak nasıl geri kazanırız?
- Neoliberalizmin medya ve yeni medya ekosistemlerini kullanarak yaşama geçirdikleri psiko-politika ve biyoiktidara karşı okuryazarlığın önemini nasıl vurgularız ve yaşama geçiririz?
gibi sorularla da teknokırıcı bir tavırdan öte bir yaklaşımla tam da platformlaşma olgusunda araştırma gündemine almamız gereken konular olarak belirmekte.
Dijital kültür çağında pedagojiyi çalışmak, dijital kültürün getirdiği yeni dinamikleri ve fırsatları dikkate alarak, eleştirel bir perspektiften öğrenme ve öğretme süreçlerini yeniden düşünmelidir. Dijital okuryazarlık nasıl bir beceridir, kültürel sermayenin yeni türlerinden olan dijital sermaye eleştirel düşünme ile nasıl kaynaştırılır gibi sorular derinlikli düşünmeyi ve çalışılmayı hak etmektedir. Üstelik bu sermaye sadece formel eğitim süreci dışında sürekli olarak geliştirilmesi gereken bir yetkinliktir. O halde dijital kapsamanın toplumsal yaşamın içinde sürdürülebilir olması ve toplumun tüm nüfus gruplarını, yaşlıları, engellileri de kapsaması gereklidir. Bu da dijital eşitsizliklerin araştırılmasını gerekli kılmaktadır.
Yeni medya ekosisteminin yasaklayıcı bir zihniyetle yeni manipülatif ve gözetleyici iktidar alanlarının yaratılmasından sakınarak, küresel ve kolektif işbirliği içinde ortak akılla ve hak temelli bakışla regüle edilmesine ihtiyaç vardır. Küresel Kuzeye karşı Küresel Güney’in dinamiklerinin de tartışma ve araştırma gündemine dahil edilmesi gereklidir. Akademik, sivil toplum, sendikalar, meslek örgütleri ve küresel düzenleyici kurumların, kamu kurumları ile işbirliğine girerek, yeni medya ekosisteminin regülasyonunun belirlenmesine yönelik tartışma alanlarının canlı tutulması elzemdir. Olası risklere karşı eylem planları geliştirilmesinde, insan haklarını tehlikeye atan ve atma potansiyeli olan sistemlere karşı dinamik karar mekanizmalarının oluşturulmasında, önceliklerin ve durum tespitlerinin küresel, yerel, kamusal ve kurumsal düzeyde yapılması ve bu hal ve gidişatın araştırma gündemine dahil edilmesi gereklidir.
Konu başlıkları:
- platformlaşma olgusu
- dijital kapsama- eşitsizlikler
- medya endüstrisinde yapay zeka kullanımı
- yapay zeka, güvenlik ve kontrol
- veri ve verileştirme
- dijital kültür, kimlik
- dijital emek ve iş gücü
- içerik
- manipülasyon ve dezenformasyon
- algoritmalar
- etik, hukuki tartışmalar
- yeni yöntemsel yaklaşımlar, araştırma teknikleri ve araştırma etiği
- yeni medya eğitimi (lisans, lisansüstü düzeyde)
- veri sömürgeciliği ve iletişim hakkı
Epistemoloji, ontoloji, metodoloji ve pedagoji kesişiminde yeni medya alanında yukarıda sıraladığımız durum tanımları ve sorunlar odağında araştırmacıları yeni sorular sormaya ve Yeni Medya Çalışmaları VII. Ulusal Kongre'ye katılmaya davet ediyoruz.
Kimler katılabilir?
Yukarıda sıralanan başlıklar ve bu başlıklarla ilgili diğer konularla ilgilenen her alandan tüm araştırmacılara ve alanda çalışan uzmanlara açıktır. Yeni Medya Çalışmaları VII. Ulusal Kongre, tamamen çevrimiçi düzenlenecektir.
Bildiri Özeti Gönderme Son Tarih: 15 Haziran 2025
Kabul Edilen Bildirilerin İlanı: 15 Ağustos 2025
Yeni Medya Çalışmaları VI. Ulusal Kongre sitesine ulaşmak için tıklayınız.