Yeni Medya Çalışmaları VI. Ulusal Kongre
Genel Değerlendirme ve Sonuç Bildirgesi
16-17 Kasım tarihlerinde Alternatif Bilişim Derneği tarafından gerçekleştirilen Yeni Medya Çalışmaları VI. Ulusal Kongre’de, “Mukavemet” temasıyla, yeni medyanın yarattığı direniş pratiklerini küresel, ulusal ve bölgesel boyutlarıyla tartışmayı hedefledik. İki gün boyunca kongremizde 2’si özel oturum olmak üzere toplam 24 oturumda, 158 yazarın 113 bildirisi, 1 belgesel gösterimi ve söyleşi ile 2 atölye gerçekleştirildi.
Türkiye’nin farklı üniversitelerinden araştırmacı ve bilim insanlarına kongremize gösterdikleri yüksek katılım ve ilgi için çok teşekkür ederiz. Yanı sıra maddi ve manevi destekleriyle bu kongrenin gerçekleşmesini sağlayan İsveç Başkonsolosluğu ve Friedrich Ebert Vakfı’na sonsuz teşekkürlerimizi sunarız. Ayrıca Kongre sürecinde kayıt masalarında, salonlarda, atölyelerde çalışan, görüntüleme ve kayıt işlemlerine destek olan Çukurova Üniversitesi ve Kocaeli Üniversitesi lisansüstü öğrencilerine emekleri ve titiz çalışmaları için yürekten teşekkür ederiz.
Kongrenin açılış konuşmasını Alternatif Bilişim Derneği Başkanı Avukat Faruk Çayır yaptı. Çayır, direnç, güç, azim, kararlılık, güçlü durma, mücadele etme anlamına gelen mukavemet kelimesinin Alternatif Bilişim Derneği için önemini vurguladı. Çayır, bu kongrenin teması olan mukaemet’in dernekle olan ilişkisine değinerek; internet ve diğer tüm bilimsel, teknolojik gelişmelerin insanlığın ortak birikimi olduğunu savunan, bilimsel ve teknolojik birikimin, kişisel veya özel mülk olmasına karşı çıkan bir dernek olarak internete konulan engellemelerin ve sınırlandırmaların karşısında olduklarını belirtti.
Kongreye Boğaziçi Üniversitesi’nden davetli konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. Cem Say, hesaplama araçları, bilgisayar ve internetin tarihinden başlayarak yapay zekanın gelişim evrelerini özetledi. Yapay zekanın gelişmesi, genel yapay zekadan üretken yapay zekaya giden bilimsel çalışmaların kapitalizm tarafından nasıl içine çekildiği ve üretken yapay zekanın politik doğruculuğu, önyargı ve eşitsizlikleri tekrardan nasıl ürettiğini ele alarak mukavemet için eleştirel düşünme ve bilim okuryazarlığı gibi araçları sıraladı. Prof. Dr. Say, bu bağlamda Boğaziçi Üniversitesi öğretim elemanlarının akademik özerklik için gösterdikleri mukavemetle konuşmasını sonlandırdı.
Kapanış konuşmasını yapmak üzere davet edilen Prof. Dr. Haluk Şahin, akademi ve sektördeki kariyer yolculuğunu anlatarak Türkiye’deki medyanın dönüşüm serüvenini ortaya koydu. Prof. Dr. Şahin, iletişim bilimcilerin dünyayı anlamak ve değiştirmek için yeniden felsefeye dönmesi gerektiğinin altını çizdi. Bu bağlamda, kongremiz yaşam kanalları daraltılan akademinin ve medya endüstrisinin nefes aldığı ortamlardan biri olarak böylesi oluşumun gerekliliğini bir kere daha gösterdi.
Alternatif Bilişim Derneği’nin bu sene altıncısını düzenlediği Yeni Medya Çalışmaları Ulusal Kongre, Türkiye’de üniversitelerin dönüştüğü siyasi ve bilimsel hiyerarşi dışında bir bilimsel paylaşım ve tartışma zemini olarak akademi tarafından yine sahiplenildi. Kongremizin de ortaya çıkardığı gibi, yeni medya çalışmaları alanı, kuramsal-kavramsal ve metodolojik olarak güçleniyor ve zenginleşiyor. Kongremizde dijital medyada dayanışma, hak arama ve mücadele pratikleri ele alınan başlıca konulardandı. Ayrıca ülke gündeminin siyasi iktidar tarafından belirlendiği ve yönlendirildiği bu zamanlarda, kongreye katılan araştırmacıların gündemlerinin de yalnızca siyasal iletişimle kısıtlı olmaması umut vericiydi. Sanatın dijitalleşmesi, sanat emeğinin platform kapitalizmi karşısında kırılgan konumu, dijital oyun başta olmak üzere yaratıcı endüstrilerde kültürel üretim ve emek süreçleri, platform kapitalizmi riskleri, algoritmik kürasyon ile yapay zekanın olanakları ve riskleri de tartışma konuları arasında yer aldı. Ayrıca kongrede haberciliğin dönüşümünün de başat konumunu korumasına rağmen, doğrulama yöntemlerinin gerçekten hakikati ortaya çıkartıp çıkartmadığı da tartışıldı. Ek olarak, dijital eşitsizlikler ve dijital kapsama konularındaki sunumlar, toplum politikası geliştirmek için bir çerçeve oluşturdu. Bütün bu temaların ve tartışmaların sadece Türkiye ekseninde kalmaması da karşılaştırmalı analizler için ilham verici oldu. İlk kongremizden itibaren aktivizm olgusu, kongremizin değişmeyen konularından biri, ama bu kongrede, yoksulluk, gençlik, çevre gibi farklı alanlarda aktivizmin nasıl kullanıldığını inceleyen çalışmalar yoğunluktaydı.
“Büyük Yıkım ve Ertesi: Hallerimiz” başlıklı ilk oturumumuzda 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremler sürecinde ve sonrasında, çevrimiçi iletişim araç ve ortamlarına en fazla ihtiyaç duyulan bu kriz döneminde maruz kalınan internet kısıtlamaları, bant daraltma gibi uygulamaların neden olduğu yıkıma odaklanıldı. Afet dönemindeki infodemi ve tık tuzakları, cinsiyete dayalı dijital eşitsizlikler, siyasi aktörlerin ve şirketlerin depreme ilişkin sosyal medya paylaşımları eleştirel bir perspektiften analiz edildi. Bu oturumun tüm katılımcılarının Türkiye gündemini derinden etkileyen yapısal felaketle ilgili bilimsel çalışmalarını sunmaları ayrıca kıymetliydi.
Kongremizde bilimsel sunumların yanında akademisyenlerin gönüllü olarak düzenlediği atölye çalışmaları da yapıldı, “Tableau ile Veri Görselleştirme ve Hikâyeleştirme” ile “Cinsiyetçi Dijital Şiddetle Mücadele” atölyeleri yapıldı. Ayrıca belgesel film gösterimi ve ardından söyleşi gerçekleştirildi. Bu uygulamalar, güncel sorunları odak konusu yaparak, bilimsel bilginin çoğalmasına ve zenginleşmesine katkı yaptı.
Sonuç olarak, bir bilimsel çalışmanın etrafındaki tartışmalarla sesinin daha da duyulur hale geldiğine inanıyoruz. Bu bağlamda, bu kongre hem bilimsel çalışmalar etrafında yeni tartışmalar üretilmesine zemin hazırladı hem de bilim insanları arasında yeni dayanışma ağlarının geliştirilmesine olanak verdi. Kongremiz bu anlamda, dünya ve Türkiye siyasetine, hallerine, demokrasisine, toplumsal –kültürel eşitsizliklere, hak ihlallerine mukavemeti merkeze alarak bir bakış ve dayanışma geliştirme zeminidir.
Sonuç olarak, bilimsel çalışmaların etraflarındaki tartışmalarla zenginleştiği inancıyla düzenlenen bu kongre, aynı zamanda bilim insanları arasında yeni dayanışma ağlarının geliştirilmesine de olanak sağladı. Kongremiz bu anlamda mukavemeti merkeze alarak, dünya ve Türkiye’deki politikalara, demokrasiye, eşitsizliklere ve hak ihlallerine yönelik bir bakış geliştirme zemini oldu.
Savaşmak zorunda bırakılan Filistin ve İsrail halklarının aleyhine bir şeklide işleyen tüm uluslararası ve bölgesel resmi-örgütlü yapısal kurumlara mukavemet gösteren yurttaşların cesaretine de özel bir parantez açmak gerekiyor. Sağ popülist politikaların bir sonucu olarak çatışma bölgelerinde yaşamını idame ettirmek zorunda bırakılan halkların yanında ve savaşın karşısında aldıkları tutum ve konum bugünün en güncel ve kolektif mukavemet örneklerini de sergiliyor. İşlenen savaş suçları karşısında, İsrail'in yayılmacı politikaları yanında yer alan ya da örgütlenen bir sessizliğe karşı pozisyon almak için doğru kavramsal set kullanımı ve yöntemli bir tartışma hiç olmadığı kadar önemli. Savaş ve kurbanlarının medya ve yeni medyada temsiliyet biçimleri, politik kutuplaşma, popülizm, nefret ve linç kampanyalarına karşı eleştirel düşünce, bilim ve hakikat okuryazarlığı, algoritmik kürasyona karşı farkındalık ile sivil toplumun direniş kültür ve eylemliliklerinin geliştirilmesi gerektiğini görüyoruz.
Kongremizdeki tartışmalar mukavemetin çift yönlü bir ilişki olduğunu da gösterdi. Her anlamda baskılanmaya, yoksunlaştırılmaya ve yoksullaştırmaya maruz kalanların geliştireceği taktikler karşısında bu iktidar mekanizmalarının failleri de kendi direnç pratiklerini geliştiriyorlar. Bu farkındalıkla akademik üretim yapılması gerektiğine inanıyoruz.
Son olarak, soru ve yorumlarıyla kongremize katkı veren tüm dinleyicilere ve bu kongrenin gerçekleşmesinde emeği geçen herkese bir kez daha teşekkür ederiz.
17.11.2023 - Eskişehir
Alternatif Bilişim Derneği